top of page

Planlamak ve İnşa Etmek Vol-2

Güncelleme tarihi: 24 Ağu 2020




Yakın Çevre Ölçeğinde Planlama:


Bizde gördüğüm kadarı ile mekan kavramı tam olarak anlaşılmamış durumda. Kendisini korumalı bir yerde - bir mekanda - hissetme sadece konut içi olarak algılanmakta. Aslında dışarıda da mekan hissine gereksinimiz var. Dümdüz bir ovada yada açık denizde böyle bir hissin oluşması imkansız. Bu bakımdan köylerden kaçıp, kentlere göçün alabildiğine hız kazandığı günümüzde, kentleşmedeki en önemli faktör olan bu gereksinime gerekli önem verilmediğini gözlemlemekteyiz. Biz konuta ihtiyacımız var diyerek, köy/kent meydanı veya park olabilecek her yere bina yapmakla meşgulüz. Uygarlıkla aramızda 500 yıllık fark var diye örnek verdiğim Münih şehrinin 1570 yıllarında yapılan maketi, bu yöndeki örneklerden biri idi. Bu maket komşulukta yakın çevrenin şekillenmesine verilen önemi göstermekte.

Binaların birbirine mesafesi, yüksekliği, kullanılan yapı elemanlarının seçimi ve komşuların bu anlamda birbirlerine gösterdiği saygı ve ortaya koymak zorunda oldukları oto kontrolün ne kadar önemli olduğunun altı böylece önemle çizilmektedir…


Bir olumsuz örnekle düşüncemizi açalım. Birkaç onyıl önce Ankara’da yapılan bütün apartmanların birbirine benzediği söylenirdi. Öyleki mimara proje için başvurduğunuzda, mimar, parselinizin meyilli arazide yolun alt yada üst tarafında oluşuna göre, çekmecesinden hazır projeyi çıkartırdı.

Şimdi ise aynı kolaycılık uygulanmakta. Dört katlı binaların bulunduğu 20 x 30 m.lik parsellere riskli yapı bahanesiyle 10 – 15 katlı binaların yapılmasında bir sakınca görülmemektedir… Bu konuda en trajik örnekler olarak Fikirtepe ve Fenerbahçe Burnu’ndaki yapılaşmayı verebiliriz . İnsanlar adeta devler ülkesindeki pireler gibiler.

Almanya’ya dönersek, daha önce belirttiğim gibi, konut için beş kattan yukarı bina yapmak yasak. İstisna olarak otel odası gibi tek odadan ibaret olanlar için 8 kata müsaade ediliyor. Bunun sonucu olarak 1,2,3,4 ve 5 katlı binaların çeşitli kombinasyonları ile, insan odaklı sınırsız çözüm üretmek olası. Bu çözümlerde ana prensip sosyalleşme. İnsanların mümkün olduğu kadar birbirleriyle karşılaşması.

Site kavramına ayrı bir parantez açmak lazım. Modern getto anlamında olan kendi içine kapalı site uygulaması yok. Çünkü gereken güvenlik ve diğer hizmetleri devlet zaten sağlıyor.

Bir yerleşim planlanırken, yaya ile araba trafiğini ayırma, olmazsa olmaz şart. Araba trafiğinde de tek istisna, “Wohnstrasse” uygulaması. Yani transit trafiğin olmadığı, sadece o sokakta oturanların kullanımına ayırılmış sokak. Öyleki bu sokak, orada oturanların müşterek yaşam alanı olarak algılanıyor.






Yakın çevrenin planlamasında hangi adımların atılması ve nelerin gözönünde tutulması gerektiğini, İmar Planı hazırlamasının proje ve inşaat safhalarına kadar kısmen veya tamamen içinde rol aldığım bir örnekle anlatmaya çalışalım.

Belli zamanlarda taşan Pegnitz Nehri Taşkın Yatağı ve çevresinin mutlaka bir düzenlemeye ihtiyaç duyduğu gerçeğinden hareketle, Bavyera Eyaleti ve Nürnberg Belediyesince konu ele alındı.

Önce planlamanın planlanması yapıldı (!) ve hemen Bilirkişi Kurulları teşkil edildi.

Bu kurullarda yer alacak kişilerde, konusunda ihtisas yapmış bilim ve meslek insanlarından olması esas alındı. Sonuçta 6 grup bu konuda yeterli görülerek bunlardan, yarışma havasında geliştirecekleri fikirlerini bir proje eşliğinde, Üst Bilirkişi Kuruluna sunmaları istendi.

Çalışmaların her safhası sonunda yerel basın yardımı ve toplantılarla kentliler bilgilendirilerek, fikirleri alındı.

Bütün veriler Üst Kurul tarafından değerlendirildikten sonra, bölgenin İmar Planı ve Şartları belirlenerek, onaya sunuldu.

Bu aşamada, 1 nolu Bilirkişi Kurulu üyesi olan Kappler-Nützel Mimarlık Bürosunun elemanı olarak rol aldım.


Planlamanın realizasyonu safhasında,yeni çalışmaya başladığım Löbermann Mimarlık Bürosu devrede idi. Onaylı İmar Planına uygun olarak Oberer Wöhrder See Semtinin tasarımını yapıp, uygulama projelerinin hazırlanmasını yönettim.

İnşaat aşaması ve konutların satış broşürlerini hazırladık.

İnşaat işleri bittikten sonra Löbermann bürosunu buraya taşıdı (foto 2 ve 3).

4,5,6,7 No’ lu fotoğraflar, ilk aşama için hazırlanmış Üst Kurul tarafından hazırlanmış kitapçıktan alıntılar olup, son fotoğraf tüm bu yaklaşık 20 yıl (1965-1985) süren planlı çalışmalanın muhteşem sonucudur!

Sonuç: Her safhası özenle hazırlanan planlamanın ne kadar önemli olduğu ve Türkiye’de eksik olanın, A dan Z ‘ ye böyle bir anlayışın olmamasıdır.


Y. Müh. Mimar Selahattin KURT



22 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page